Bilim kurgu filmlerine konu olabilecek türde bir kurguya sahip olsa da uzayda bulunan mikropların Güneş sistemimize zarar verebileceği keşfedildi. Bu konuda en somut örnek olarak Curiosity keşif aracının Mars yolculuğuna hazırlanışı sırasında aracın alkolle yıkanması ve 110 dereceye kadar ısıtılmasına rağmen 377 bakteri türü taşıması örnek gösterilebilir.
Uzay ajansı tarafından 1950’li yıllarda benimsenen bu uygulama “gezegen koruma” politikası altında uygulanan prosedürlerden birisidir. Bu politikaya göre Dünya’da bulunan mikropların başka gezegenlere yayılmasının önlenmesi amaçlanıyor. Ancak Curiosity uzay aracına bakıldığında uygulanan bu politikanın pekte yeterli olmadığını söyleyebiliriz.
NASA, Curiosity keşif aracını Mars yolculuğuna çıkarmadan önce aracı alkolle yıkamış ve 110 dereceye kadar ısıtmıştı. Bilim insanlarınca kalkıştan hemen önce alınan numunelerde aracın 377 bakteri türü taşıdığı ve yine 56.400 organizma bulunduğu görüldü. Laboratuvar ortamında yapılan çalışmalarda bulunan bakteri ve organizmalar farklı teknikler kullanılarak öldürülmeye çalışıldı. Bu teknikler arasında morötesi ışın, yüksek pH ortamları ve dehidrasyon gibi çalışmalar bulunuyor.
Tüm bu çalışmalara ve tekniklere karşın mikropların tüm uygulama türlerinden en az birinde sağlıklı bir şekilde hayatta kaldığı görülürken mikrobiyolog Stephanie Smith, bu canlıların zayıf noktaları bulunmadığı sürece her seferinde uzaya gönderilmeye devam edileceğini söylüyor. Ancak burada en önemli tehdidin mikropların uzaya gönderilmesi kadar farklı şekillerde geri gelmesi olduğu düşünülmekte.
Uzayda Bulunan Mikroplar Gezegeni Nasıl Tehdit Ediyor?
PopSci’de yer aldığı şekli ile uzayda yer alan mikroplar ilk olarak salgın şeklinde insanlığı tehdit edebilir. Örneğin uzun vadede kurulacak olan uzay kolonilerinde astronotların büyük oranda bağışıklık sistemi açısından zayıflayacağı düşünülüyor. Uzay araçlarında bulunan E.Coli türünde mikroplar su ya da gıda kaynaklarına bulaşacak olursa bir koloninin yok olmasına neden olabilir.
Uzmanlara göre ikinci tehdit ise Europa türünde uyduların, sahip olduğu sıvı su ortamı nedeniyle bakteriler açısından en ideal üreme ortamlarına sahip olması olarak görülüyor. Gezegenimizde okyanus ve toprakta yer alan Geobacillus Stearothermophilus, fırsat bulduğu anda tüm biyosferi ele geçirebilir.
Üçüncü sırada, henüz bilmediğimiz zararlı türler yer alıyor. Örneğin NASA protokollerine rağmen hayatta kalan Tersicocus Phoenicis, ilk olarak uzay aracından alınan örneklerde keşfedilmişti. Yine uzay araçları tarafında taşınan bazı mikroplar, hangi türleri taşıdığımızı bilmediğimiz için gelecekte keşfedilmesi durumunda uzaylı olarak görmemize neden olabilir.
Kaynaklar
PopSci – Ocak 2015