Nükleer Enerjinin Geleceği – Depolama ve Kirlilik 2. Bölüm

0
2337
nükleer atık kirliliği

Bir önceki yazımızda ( nükleer enerjinin geleceği – daiichi santrali) nükleer enerji hakkında hem geçmiş hem de yakın tarihe ilişkin bazı bilgiler vermiştik. 2011 yılında yaşanan kazada Fukushima Daiichi Nükleer Enerji santralinin yaşadığı olumsuzluklara ve sorunlar aslında geleceğe ışık tutan bazı detaylar içeriyor. Ortalama 20 yıllık süreçler de yaşanan olumsuzluklar nedeniyle nükleer enerjiye ülkelerin yaklaşımında önemli değişimler meydana geldi

Nükleer Enerjiye Ülkelerin Bakışı

2011 yılında yaşanan felaket santral üzerinde büyük bir yıkım etkisi yaratırken santral çevresinde deprem ve tsunami etkisiyle oluşan enkazın henüz ne tür etkiler yaratacağı belirlenmedi. Fakat 2013 yılında yapılan ölçümler de reaktör sızıntısının henüz insan hayatını tehlikeye atacak boyutlarda olmadığı belirlendi.

Nükleer enerjiye ülkeler arasında en önemli ve somut tepkiyi Almanya gösterdi. 1998 yılında nükleer enerjiden uzaklaşma kararı alan Alman hükümeti 2009 yılında bu karardan vazgeçmiş fakat 2011 yılında yaşanan felaket sonrasında yeniden nükleer enerjiyi askıya almıştı. Bu tarihten itibaren sekiz reaktör kapatılırken elektrik yükü nükleer santrallerden kömür tüketimine kaydı. Bugün yenilenebilir enerji kaynaklarına en çok yatırımı yapan ülkeler arasında yer alan Almanya nükleer enerjiden bu hızla uzaklaşmaya devam ederse 2020 yılında çevreye 300 milyon ton karbondioksit salacak.

Depolama ve Kirlilik Sorunu

Yapılan araştırmalar da Kömür reaktörlerinin nükleer santrallere oranla çok daha fazla radyasyon yaydığı belirlenmiştir. Kömürde az da olsa yer alan toryum ve uranyum, küller ile hem suya hem de toprağa karıştığında elementlerin yoğunluğunun artmasına ve dolayısıyla çevre tahribatına neden olmaktadır.

Almanya örneğinde olduğu gibi ABD’de nükleer atıkların depolanması ve yarattığı kirlilik nedeniyle önemli çalışmalar yürütüyor. Nükleer santrallerden her yıl özel bir vergi alan ABD hükümeti geçici depolama konusunda tüm sorumluluğu üstleniyor. Geçtiğimiz yıl başlatılan bir çalışma ile Nevada’da bulunan Yucca Dağı, nükleer atıkların depolanması amacıyla kullanıma hazırlanıyor. Proje kapsamında her ne kadar büyük bir hayal olsa da atığın 1 milyon yıl sızıntıya karşı dayanması planlanıyor.

Nükleer Enerjinin Geleceği  

Artan enerji ihtiyacı ve ülkelerin bunu karşılamada zorlanması, gelişmekte olan ülkeler de nükleer enerjiye olan ilgiyi artırıyor. Fakat yaşanan olumsuzluklar ve ciddi risk, nükleer enerji için yeni yakıt türlerinin kullanım olanaklarını artırıyor. Yeni reaktörler ile metal – uranyum yakıtlar, karbon, nitrat ve toryum türü yakıtların kullanılması düşünülüyor. Yine artan fiyatlar nedeniyle ABD ve Japonya gibi ülkeler de deniz suyundan uranyum toplanması planlanmakta.

Yararlanılan Kaynaklar

(1)-http://www.mining.com/coal-use-in-germany-the-highest-in-24-years-48776/

(2)-http://www.scientificamerican.com/article/coal-ash-is-more-radioactive-than-nuclear-waste/

(3)-Bilim Teknik Dergisi – 2014 – Sayı, 556

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here