KASIRGA: Sıcak iklim kuşağında, ani basınç farklarından kaynaklanan ve hızları saatte 120-
Kasırga hangi bölgelerde oluşur?
Okyanuslar üzerinde oluşurlar. Belirli yollar izleyerek karaların üzerine de sokulurlar. Sarmal hava hareketleri halinde olduklarından, genellikle hortumlara da sebep olurlar. Bu tür oluşumlar oldukça yıkıcı etkiye sahiptir.
Kasırgalar Asya’nın güney kıyılarında ve Avustralya’nın Büyük Okyanus kıyılarında Tayfun (Çince “Büyük Rüzgar” demektir.), Meksika Körfezi kıyılarında Hurricane adı verilir.
Fırtına sistemlerinin en hızlı gelişen ve en yıkıcı olanı tropikal-ekvatoral kuşakta, okyanus ve deniz yüzeyi üzerinde oluşan tropikal fırtınalardır. Bu enlemlerde özellikle gelişimleri için gerekli olan nem ve sıcaklık desteğini alırlar.
Tropikal fırtınanın kasırgalara dönüşmesi 4 aşamada gerçekleşir;
1- Tropikal Bozulma
2- Tropikal Depresyon Dönemi (Siklonik Oluşum Safhası): Rüzgar saatte 37-62 km’ye ulaşır.
3- Tropikal Fırtına Dönemi: Basınç değerlerinin oldukça düşmesi ve sıkışan izobar eğrilerinin oluşturduğu basınç gradyanı ile rüzgar hızı 63-119 km/s’e ulaşır.
4- Kasırga (Hurricane) Aşaması: Sistemin en kuvvetli olduğu aşamadır. Rüzgar hızı en az 120 km/s olur.
Oluşum mekanizması hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Sıcaklık ve nem en önemli faktördür. Deniz ve okyanus yüzey sıcaklığının 27-30°C arasında oldugu ekvatora yakın okyanus alanlarında termik-konveksiyonel alçak basınç merkezleri oluşur. (konveksiyon=ısınan havanın yükselmesi). Kasırga sisteminin enerjisi: termik alçak basınç merkezlerinde aşırı nemli havanın yükselmesi ve atmosferin üst seviyelerinde hızla yoğunlaşması neticesinde açığa çıkan gizli ısı sonucu oluşur.
Ülkemizin içinde bulunduğu orta enlem kuşaklarında da bu tür olaylara rastlanır mu? Dünya üzerinde en fazla hangi bölgelerde görülmektedir?
Ülkemizin bulunduğu orta enlem kuşağında kasırga tipi oluşumlar görülmemekle birlikte bu kuşakta daha ziyade orta enlem siklonlarının oluşturduğu fırtınalar görülür.
Okyanus üzerinde oluşan kasırgaların en fazla etkili olduğu alanlar; ABD’nin okyanusa açık olan her iki bölgesi, Karayipler, Meksika Körfezi, Filipinler, Avustralya, Bengal Körfezi, Japonya ve Çin’dir.
Özellikle ABD’de bugüne kadar görülen kasırgalar hakkında bilgi verebilir misiniz?
ABD en fazla yıkıcı kasırgaların yaşandığı ülkelerin başında gelir. 1900yılından günümüze kadar, bu tür kasırgalar ülkenin özellikle Atlantik Okyanusuna bakan kıyı kesiminde yıkıcı hasar ve ciddi can kayıplarına neden olmuştur. Bu yıkıcı ve can kayıplarına neden olan kasırgalara örnek vermek gerekirse; ABD’de 1900 Eylül ayında Teksas’ta meydana gelen Galveston Kasırgasında 8000 kişi yaşamını yitirmiştir.
1989 yılında Hugo Kasırgası’nın ABD’ye vermiş olduğu zarar 7 milyar $ ve neden olduğu can kaybı 21 kişidir.
1992 yılında Florida’da etkili olan Andrew Kasırgasında, 30milyar $ hasar olmuş ve 53 kişi yaşamını yitirmiştir.
2004 yılında Charlie Kasırgası yine Atlantik Okyanusu üzerinde Florida’nın güneydoğusuna hareket ederek Florida üzerinde yıkıcı bir etki yaptıktan sonra kuzeye doğru çekilmiştir.
Genel olarak Kasırgalar deniz yüzeylerinden kara alanlarına hareket ettiklerinde hem zayıflar hem de etkileri azalır.
Kasırga isimleri nereden geliyor. Bayan isimlerinin sıkça kullanılmasının sebebi nedir?
Kasırga ve tropik fırtınalara kolay ayırt edilebilmesi, akılda kalıcı olması amacıyla kısa isimler verilmesi tercih edilmektedir. Öncelikle bayan isimleri ve daha çok tarihsel kimliği olan isimler verilirken, daha sonra gelen tepkiler sonucu kasırgalara erkek isimleri de verilmeye başlanmıştır. Günümüzde kasırgalar oluşmadan önce isimleri belirlenmektedir. İnsan yaşamı gibi kasırgalar da doğar büyür ve ölürler. Fazlaca zarar veren kasırga isimleri bir daha kullanılmamak üzere istatistiklerde yerini alır. Amerikan Ulusal Kasırga Merkezi’nin 1953’ten beri her yıl hazırladığı resmi kasırga listesine göre, Rita’dan sonra bölgeyi etkilemesi beklenen kasırga ve tropik fırtınalara sırasıyla Stan, Tammy, Vince ve Wilma isimleri verilecektir.
Murat Şahin: Hava Tahminleri Dairesi Başkanlığı Analiz ve Tahminler Şube Müdürü
Röportaj: Murat Gül