Stardust’ın ‘Wild-2’den getirdiği parçacık ve tozların ilk incelemesine göre kuyrukluyıldızlar ateş ve buzdan oluşuyor.
NASA bilim adamları, Güneş Sistemi ve gezegenlerin doğumu hakkında ipuçları elde etmeyi düşündükleri Stardust görevi sonucunda ateş ve buz örneklerine ulaştı.
Bu örneklerin bazıları fazlasıyla yüksek sıcaklıklarda oluşmuş mineraller içeriyor. Bu bir sürpriz, çünkü kuyrukluyıldızlar Güneş Sistemi’nin dışında ve son derece soğuk bölgelerde oluşuyor.
2,000 derecede eriyor
Stardust’ın getirdiği yüksek sıcaklık mineralleri, kuyrukluyıldızın, 1,000 santigrat dereceye ulaşan iç kısmında şekillenmiş olabilir.
Bu mineraller arasında bulunan forsterite, 2,000 derecede eriyor ve 1,127 derecede katılaşıyor. Fakat diğer minerallerden kalsiyum-alüminyum bileşimi çok daha büyük sıcaklıklarda şekilleniyor.
Washington Üniversitesi’nden Don Brownlee, "Güneş Sistemi’nin Sibirya’sı olarak adlandırılan bölgeden örnekler bulduk. Ayrıca çok yüksek sıcaklıklarda oluşan parçalara da ulaştık. Bu parçalar akkor haline gelmiş" diyor.
Orijinleri belli değil
Ancak Brownlee, bu parçaların Güneş Sistemi’nde mi oluştuğunu, yoksa bir yıldızda oluştuktan sonra Güneş Sistemi’ne mi dahil olduğunu henüz anlayamadıklarını belirtiyor.
Stardust’ın dünyaya getirdiği parçacıklar, cam gibi, olivine benzeri kristallerden ve magnezyum, peridot ve sülfat elementlerinden izler taşıyan nesneler de içeriyor.
Brownlee, "eğer parçacıklar Güneş Sistemi dahilinde şekillenmişse, en sıcak bölgelerde oluşmuş ve daha sonra en soğuk bölgelere taşınmış olmalı" diyor.
150 bilim adamı inceliyor
Wild-2’nin tozları, 30 yıldan daha uzun bir süre önce insanlı uçuşlarla Ay’dan toplanan maddelerden sonra yeryüzüne getirilen ilk dünyadışı parçacıklar oldu.
Kuyrukluyıldızdan getirilen parçacıkları, 150 bilim adamından oluşan bir ekip 15 ocaktan beri inceliyor. Bilim adamları, her bir partikülü ayırabilmek için bilgisayar kontrollü cihazlar kullanıyor.
Güneş ve gezegenler, 4.6 milyar yıl önce güneş nebulası olarak adlandırılan gaz bulutundan oluştu. ‘Büyüme diski’ denen bu bulut, içeride sıcak, dışarıda ise soğuk bir katmana sahipti. Böylece buz da barındırabiliyordu.
Stardust görevi
2004’te Wild-2’ye 240 kilometre yaklaşan Stardust’ın getirdiği örnekleri arasında milyonlarca mikroskobik parçacık bulunuyor. 45 kilogram yük taşıyan kapsül, yedi yıllık görevden sonra 15 ocakta dünyaya dönmüştü.
Cezveye benzer bir hazne taşıyan Stardust, kuyrukluyıldızdan parçacık toplayabilmek için, bir silahtan çıkan kurşunun altı katı hızıyla Güneş etrafında üç tur attı.
Yaklaşık 4.8 milyar kilometre yol kateden ana gövde, Güneş etrafındaki yörüngesini hala koruyor ve 14 ocak 2009 yılında tekrar dünyanın yakınlarından geçecek.