Birleşmiş Milletler’in Kenya’nın başkenti Nairobi’de 180 ülkenin katılımıyla düzenlediği Çevre Konferansı’ndan Dünya için olumlu kararlar çıktı. Kyoto Protokolü’nün 2012’de süresinin dolmasının ardından neler yapılması gerektiği sorusunun tartışıldığı konferansta, küresel ısınma sebebi sera gazlarının düşürülmesine yönelik görüş birliğine varıldı. Uluslararası temsilciler 2012 sonrasında işbirliğinin artırılmasını öngörüyor. Ancak, Çin’in bastırması nedeniyle gelişmekte olan ülkelere karşı esnek davranılacak.
BM Çevre Konferansı’nın en önemli olaylarından biri Genel Sekreter Kofi Annan’ın ABD hükümetinin politikalarını çağdışılıkla suçlamasıydı.
Nairobi’deki konferans içerikten ziyade prosedürlerin masaya yatırıldığı bir toplantı olarak planlanmıştı. Bağlayıcı bir etkisi olmamasına karşı bu konferansta birçok ülke küresel ısınmaya karşı önlem alınması gerektiğini ilkesel olarak benimsedi. Gelecekte içeriğe yönelik ve daha sert tartışmaların geçeceği yeni konferanslar yapılacak. Uluslararası temsilciler 2008’de bir kez daha toplanarak 2012 sonrasında sera gazı salımınlarının indirilmesi ve kotalar konusunu netleştirecek.
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERİN İTİRAZI
Başta Çin ve Hindistan olmak üzere gelişmekte olan ülkeler, sera gazı salınımlarının indirilmesinin mecburi olmamasını istiyor. Gelişme sürecinde olan bu ülkeler, bir süre daha kota esnekliğinden yararlanmak niyetinde. Hızla gelişen Çin ve Hindistan, yakın gelecekte dünyanın en büyük sera gazı üreticileri olacak. Çin halen bu konuda birinci sırara ve 2020’den sonra ABD’yi geçmesi bekleniyor.
ABD’NİN İKNA EDİLMESİ ŞART
Gerek gelişmekte olan, gerekse gelişmiş ülkeler Kyoto benzeri yeni bir anlaşmaya imza atmadan önce halen küresel ısınmayı reddeden ve en büyük sera gazı üreticisi olan ABD’nin ikna edilmesini istiyor. Halen Kyoto’ya imza atmayan Bush, iktidarı 2009’da bırakıyor, dolayısıyla BM bağlayıcı bir karar alması pratik olarak 2009 sonrasında mümkün olacak. Her ne kadar Bush küresel ısınma politikalarında değişim sinyali verdiyse de, 2009’a kadar Kyoto’ya dahil olması beklenmiyor.
BAŞIBOŞLUK TEHLİKESİ
Çevrecileri asıl endişelendiren durum ise Kyoto’nun 2012’de dolmasıyla yeni bir anlaşmanın devreye girmesi arasındaki zamanda ortaya çıkabilecek başı boşluk. Bu ara sürenin uzaması Kyoto’nun etkilerini sileceği gibi, uluslararası çevre anlaşmalarının da inandırıcılığını zedeleyecek.