Bir daha ki sefer bir kapta kaynayan suyu, çorbayı veya kahveyi izlerken; bir dakika durun ve düşünün: Acaba bu uzayda nasıl görünürdü? Acaba kontrolsüz baloncuklar yukarıya doğru mu yükselirdi? Yoksa aşağıya doğru mu düşerdi? Acaba büyüklükleri ne kadar olurdu? Yoksa sıvı, olduğu gibi kabın içerisinde mi kalırdı?
Birkaç yıl öncesine kadar bu soruların cevabını hiç kimse bilmiyordu. Açıkçası, burada bile, yani dünyada, fizikçiler kaynayan sıvıların komplike davranışlarını açıklamakta zorluk çekiyor. Belki uzayda kaynama çok daha şaşırtıcı çıkabilir. Bunlar çok önemli sorular çünkü kaynama sadece kahve fincanında değil, aynı zamanda uzay araçlarının soğutma ve güç ünitelerinde de gerçekleşiyor. Bu yüzden mühendisler uzayda kaynamanın nasıl gerçekleştiğini bilmek istiyorlar.
1990’ların başında Michigan Üniversitesi ve NASA’dan bir grup bilim adamı ve mühendis bunu bulmaya karar verdi. Sıvı olarak freon soğutucusu kullanarak; 1992-1996 yılları arasında 5 görev boyunca, bir uzay mekiğinde, bir seri kaynama deneyi yürüttüler. Böylece dünyada kaynayan sıvılar ile yörüngede kaynayan sıvılar arasında şaşırtıcı farklılıklar buldular. Örneğin; ağırlıksız ortamda kaynayan sıvı binlerce köpüren baloncuk üretmek yerine küçük olanları yutan bir, dev, dalgalı baloncuk yarattı. Eğlence değerinin yanı sıra, bu deney basit bir meraktan çok daha fazlasıydı. Sıvıların uzayda nasıl kaynadığını öğrenmek; uzay için daha uygun soğutma sistemlerinin tasarlanması gibi pek çok önemli konuya önderlik etti.
Ve belki bir gün bu bilgi, güneşin sıvıları kaynatması prensibine dayalı dizayn edilen güç ünitelerinin uzay istasyonlarında kullanılmasını sağlar.
Hüsnü Aslan
(sicienceiq.com adresinden çeviri)